Dün gibi aklımda, 1999 yılında yaşadığımız Marmara Depremi. Gece yarısı adeta bir kıyamete uyanmıştık. Yüksek katlı blokların birbirine doğru hareketlerini şaşkınlıkla izlerken hatırlıyorum kendimi. Kızaran gökyüzü birer parça bırakmıştı gözlerimizde. Sonrası arabalarda, çimlerde geçirilen uykusuz geceler, enkaz görüntüleri, panik atak tedavileri…  Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı hayatımızda. Ancak, devam etti depremler. Her giden beraberinde götürüyordu sanki öncekini. Canımız yanıyordu bir daha, bir kez daha… Kimimiz kaderci yaklaşıyorduk konuya, kimimiz akılcı yaklaşmanın ve bilimden uzaklaşmamanın önemini anlatıyorduk seslerimiz kısılırcasına. Kısır bir döngüde azalıyorduk an be an. Söylediklerimiz kadar farkında mıydık emin değilim. Kendimize ve geleceğimize yardım etmeyen bizler, her defasında yeni yardımlar göndermek üzere kenetleniyorduk. İçimizden biri de çıkıp demiyordu ki; bu kenetlenme deprem bilinci konusunda olsa ya!

Deprem Ders mi Rant mı?

Dün gibi aklımda, 1999 yılında yaşadığımız Marmara Depremi. Gece yarısı adeta bir kıyamete uyanmıştık. Yüksek katlı blokların birbirine doğru hareketlerini şaşkınlıkla izlerken hatırlıyorum kendimi. Kızaran gökyüzü birer parça bırakmıştı gözlerimizde. Sonrası arabalarda, çimlerde geçirilen uykusuz geceler, enkaz görüntüleri, panik atak tedavileri…  Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı hayatımızda. Ancak, devam etti depremler. Her giden beraberinde götürüyordu sanki öncekini. Canımız yanıyordu bir daha, bir kez daha… Kimimiz kaderci yaklaşıyorduk konuya, kimimiz akılcı yaklaşmanın ve bilimden uzaklaşmamanın önemini anlatıyorduk seslerimiz kısılırcasına. Kısır bir döngüde azalıyorduk an be an. Söylediklerimiz kadar farkında mıydık emin değilim. Kendimize ve geleceğimize yardım etmeyen bizler, her defasında yeni yardımlar göndermek üzere kenetleniyorduk. İçimizden biri de çıkıp demiyordu ki; bu kenetlenme deprem bilinci konusunda olsa ya!

Bütün bunlar, kendimize kendimizi iyi bir insan olarak gösterme çabasıydı bence. Sahi siz hiç nefret ettiniz mi iyi insan olmaktan?  

Sahte ve empatisiz üzüntüler de yapıştırılıyordu bazı dudaklarının kenarına. Çantacı iş takipçileri çadır ve konteynerlerin kademe kademe pazarlamasıyla ilgili büyük bir koşuşturma içindeydiler. Duyanlar, bilenler, görenler yok muydu sanki?

Depremzedeleri de unuttuk. Son yaşanan depremi bırakın, çok daha önce gerçekleşen İzmir depremini yaşayanların dahi sorunları devam etmekte. Depremlerden ders çıkaran bir çalışma, şehir planlaması hala yok. Her deprem sonrası görevde bulunan mevcut iktidarlar deprem bölgelerine konut ihaleleri açıp yandaşlarına rant sağlarken; kalıcı çözüm yollarını üretmek ve hayata geçirmek için çaba görmüyoruz. Depremzedeler temel ihtiyaçları, yaşamsal sorunlarında yalnız. Öte yandan bu felaketlerde bütün sorumluluk iktidardaymış gibi görünse de yerel yönetimlerin sorumluluğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Zira, şehir planlamaları yapılırken tamamen ranta ve betonlaşmaya dayalı imar çalışmaları devam ettikçe, insanların depremle yüz yüze kalması, yaşamsal alanların azalması gibi riskler de artarak devam edecek. Uygun olmayan zeminlerde çok katlı inşaatların yapımları sürerken, elimizde kalmış son yeşil alanlar da tüketiliyor. Bu bağlamda gerek ana iktidar gerek yerel yönetimler aynı sorumluluk bilinci ile belli bir dayanışma çerçevesinde birlikte hareket etmeliler.  Günü kurtarmak adına şehirleri makyajlama çalışmalarından çok, güvenli yaşam alanları oluşturulması için ortak hareket etmelerinin zamanı geldi geçiyor.

İtiraf edelim. Vatandaş olarak, birey olarak bizler de suçlu ve sorumluyuz. Sadece laflarımız büyüyor ağzımızın boşluğunda. Hızla makyajlanan şehirlerin içinde ilkel benliğimize ya da nefsimize yeniliyoruz. Göğe yükselen; trilyonluk toplu mezarlara sormadan, araştırmadan talip olmaya devam ediyoruz. Kolayca unutuverdik yine geçmişi, kolayca unutuluvereceğimiz bir döngüye dek sürecek bu. Bilimin olmadığı yerde yinelenecek felaketler kaçınılmazdır çünkü. Yeni bir depremin acısı söküp çıkaracak eskisini yüreğimizden. Kimimiz depremzede olarak devam edecek yaşamına, kimimiz depremzade…. Farklı bir şehirde sobelenene dek, saklambaç oynamaya devam ölümle…